St. Alien: The Chief Commander

25.10.2021
Cinler "aydın" kesim için genellikle alay konusudur, hemen hemen tüm dini kitaplarda onlardan bahsedilmiştir bu nedenle dini ve muhafazakar kesim tarafından ise kabul görmekle birlikte ne oldukları tam olarak bilinmemekte ve doğa üstü varlıklar olarak algılanmakta dırlar, elbette insanlar doğal olarak bilmediklerinden korkarlar.

Aslında işin gerçeği her iki kesimde kısmen yanılmaktadır.

Zaten 19. yüzyıldan kalma bir materyalist felsefe ve modası geçmiş bir düz Newton fiziği kafası ile ile 21. yüzyıl'ı ve geleceği anlayabilmek aslında pek mümkün değildir.

Bugünün bilim-kurgusu yarının gerçek bilimidir ve kuantum fiziğini ve parçacık altı dünyasını anlayabilen herkes için imkansız diye bir şey yoktur ve olamaz.

Elbette bunların gerçek adı cin değildir.

Bulunabilen çok uzak geçmişe ait tarihi kayıtlar ve tasvirlerde dahi onlardan bahsedilir çünkü bu gezegende insandan çok daha eskiler.

Aslında cinler denen 4. boyut varlıklar daha önceki yazılarımda söz ettiğim Anunnaki-Draco elitlerinden başkası değildir.

Milyonlarca yıldır buradalar, insandan çok daha eski olduklarından dolayı kendilerini bu gezegenin gerçek yerlisi ve efendisi olarak görmektedirler.

Aynı şeyleri tekrar etmek istemem ama basitçe hatırlatmak gerekirse duyamadığınız yada görmediğiniz bir şey onun var olmadığı anlamı taşımamaktadır.

Aslında başta tanrı ve şeytan olmak üzere göremediğiniz,duyamadığınız,koklayamadığınız,hissedemediğiniz ama gerçekten var olan o kadar çok şey var ki bir bilseniz gerçekten çok şaşırırdınız.

Bizler beş duyu organımızla sınırlıyız, basitçe ve özetle anlatmak gerekir ise belli bir frekansın dışında kalan alanları bir çeşit decoder yani deşifre edici sayılabilecek beyin organımız algılayamamakta ve tanımlayamamaktadır, 

aslında bu potansiyel kabiliyete sahiptir ancak devrede değildir o nedenle örneğin ayahuasca gibisinden çeşitli doğal uyarıcılar yolu ile bu kabiliyeti aktive edebilen şamanlar ve antik dünyaların rahipleri onlarla iletişime girdiler.

Onlar antik dünyaların tanrılarıdırlar çünkü o dönemin ilkel insanları tarafından öyle algılandılar, onlardan korkuldu, insana pek değer vermezler ve sinek gibi görürler, istediklerini öldürebilirler kimse şüphelenmez ve izi sürülmez onlar tümüyle kayıt dışıdır, kanun ve nizam üstündedirler, kimse onlardan hesap soramaz konum olarak devlet başkanlarının bile üzerindedirler.

Gördüğünüz, algıladığınız hatta katı cisim sandığınız her şey aslında sadece frekans ve vibrasyon dan yani titreşimden ibarettir.

Dünya dışı kökenli Draco elitleri tarih boyunca insanın karşısına zaman zaman çıktılar, kendilerini gösterdiler o nedenle tüm dini kitaplarda ve bir çok tarihi kayıtta tasvir edilmeye çalışıldılar tabii elbette o dönem insanının anlayabildiği ve yorumlayabildiği kadarıyla bu gerçekleşebildi.

Elit kesim yani mesela Hollywood ünlüleri, bazı mega pop yıldızları,ünlü sinema oyuncuları ve mega milyonerler onları yakından tanıyorlar,onlarla iletişim içerisindeler ve bütün mesele aslında budur.

Gerçek isimleri bu olmasa da onlardan 'cinler' olarak söz etmeye devam edelim, yani anlayacağınız cinler aslında doğa üstü varlıklar değillerdir tümüyle bilimsel karşılığı olan sizler gibi veya benim gibi doğal yaşam formlarıdır fakat 4. boyut varlıklar oldukları için sizlerin gözüne görünmeden hareket edebilme yetenekleri mevcuttur ama arzu ederlerse içinde bulunduğumuz 3 boyutlu matrix ortamımızda gayet normal insanlar olarak ta karşınıza çıkabilirler ve farkı kesinlikle anlayamazsınız.

Günümüz ses sistemleri ve modern stüdyo teknolojisi sesi çok kötü olan birinin sesini veya gitar tonunu yani ses frekansını editleyerek yani gözden geçirip yeniden düzenleyerek kulağa hoş gelen şekilde kayıt edip pazara sürme özelliğine bile sahiptir.

Her dinlediğiniz albüm %100 doğal ve orjinal formuyla size sunulmuştur sanıyor iseniz muhtemelen oldukça yanılıyorsunuz.

Aynı şekilde gitar overdrive ve hatta unplugged akustik sound tonları üzerinde bile nasıl kolayca oynanabiliyor ise aynı şekilde riffler ve lead gitar sololar üzerinde de akıcılık ve performans hızlandırmaları gayet mümkündür ve zaten yapılmaktadır.

Müzisyen olduğum için oldukça yakından ve iyi bildiğim bir konudur:)

Basitçe si bu iş aynı vücut geliştirenlerin steroid kürleri gibidir, yani hile ve hurda o nedenle bir bakımı 70'li yıllarda rock müzik çok daha içten, doğal ve samimi idi.

Bir zamanlar canlı sahne performansı sırasında müzisyenlerin yetenekleri daha belirgin biçimde anlaşılabilir ve gözlemlenebilirdi ama maalesef artık oda çoktan mazide kaldı çünkü aynı teknoloji canlı sahne performansı sırasında bile ses mühendisleri tarafından uygulanabilmektedir.

Toplumun büyük bölümü halen uyku vaziyetindedir ve olan bitenden habersiz yaşamaktadırlar, algıları yönetilmekte ve onların işine gelecek şekilde bir şeylere inandırılmaktadırlar.

Başta ana akım medya olmak üzere televizyon kanalları,diziler,filmler,politikacılar, ünlüler,sosyetik kesim ve benzeri araçlar ile insan algısı onların istediği istikamette. yönetilmektedir.

İstedikleri herhangi birini kısa bir sürede ünlü ve zengin yapabilirler ister inanın ister inanmayın ama aslında bunun için yetenekli bile olmanız gerekmez, örneğin her konuda son derece yeteneksiz sıradan birini bile ellerindeki medya araçları ve algı yönetimini kullanarak kısa sürede ünlü bir insan haline kolayca getirebilirler, bu potansiyelleri vardır ve dahası bunu zaten sıkça yapıyorlar.

Kulaktan dolma şekilde insanların kulağına gelen  bazı "sanatçıların" ruhunu şeytana satması meselesinin perde arkası da aslında tam olarak budur.

Onlar aslında sözde "şeytana ruhunu satmak" ile tam olarak bunu yapıyorlar, yani milyonlarca yıl önce bu gezegene göç edip yerleşen dünya dışı kökenli draco elitleri ile yani halk deyimiyle ateşten yaratılmış "cinler" ama aslında düpedüz uzaylılar ile anlaşma yapıyorlar.

Cinci hocalar meselesinin ise insanlar tarafından anlaşılamayan veya bilinmeyen iç yüzü şöyledir:

Bazı insanlar bazen onların ne olduğunu tam olarak bilmeden bir şekilde onlarla iletişime girerler bu bazen tesadüfen de olabilir.

Tam olarak ne olduklarını anlayamadıklarından ve göremediklerinden dolayı onlardan korkarlar ve onların her söylediğini doğru zannederler sonra içlerinden bazıları şark kurnazlığı ile bu özelliği paraya dönüştürmek isterler ve işi muska hazırlamaya falan kadar götürürler;

oysa aslında cinler her zaman doğruyu söylemezler, söylemeleri için bir nedende yoktur onlar tıpkı bizler gibiler, bizlere benzerler, bizler gibi düşünürler içlerinde düzenbazı da yalancısı da iyi niyetlisi de vardır, tıpkı insan gibi düşünür ve hareket ederler yani onlara güvenmeniz için aslında hiçbir sebep yoktur.

Edindiğim deneyim,tecrübe ve gözlemlerinden yola çıkarak şunları diyebilirim.

Neler yapabilirler:
İstediklerini bir anda ünlü edip istediklerini silip atabilirler, işlerine biri gelmiyorsa bir anda hayatı kararır ve silinip gider.

Beyninizi,düşüncelerinizi uzaktan kontrol edebilirler, yönetebilirler ve yönlendirirler,

örneğin herhangi bir kelime veya cümleyi size Google'da arattırabilirler, kendiniz isteyip aradınız sanırsınız fakat aslında öyle değildir, aradığınız kelime sonucu çıkan sonuçlardan size söylemek istedikleri bir şeyleri böylece dolaylı olarak ve sizi korkutmadan. anlatabilmiş olurlar.

Odanızda sizi hiç haberiniz olmadan izleyip gözlemleyebilirler, yaptığınız her şeyi görüp duyabilirler ve bunun için teknolojik araçlara ihtiyaç duymazlar.

Düşüncelerini okuyabilirler, sizlerle telepatik yönden iletişim kurabilirler, geleceği okuyabilirler örneğin bu yazıyı bizim görece zaman anlayışımıza göre zaten çoktan okudular bile, bizim zaman anlayışımıza göre belki haftalar hatta aylarca önce.

Bu konuda bir hilebazlık, hile hurda falan yoktur, yapabiliyorlar çünkü aslında zaman diye bir şeyde yok oda sadece bir frekans ve onların boyutundan tıpkı düz bir çizgi gibi okunabiliyor.

Yapay yoldan dünyanın her hangi bir bölgesinde deprem,tsunami veya benzeri bir felaket gerçekleştirebilirler.

Belli bir bölgede hava koşullarını kontrol ederek değiştirebilirler, isterlerse belirli seçilmiş bir bölgede yazın ortasında kar bile yağdırabilirler.

Doğal olarak yapıları gereği 3. gözleri açıktır bu chakra merkezini kontrol edebilme yetileri doğuştandır, her ne kadar bir çok bakımdan bizlerden üstün olsalar da bilgelik ve iç görü açısından kesinlikle değillerdir, yaratıcı hiç değillerdir, her şeyleri kopyala yapıştır'dan ibarettir film senaryoları bile hazır senaryo kalıplarıdır ve o hazır kalıplar üzerinde editlemeler ve modifikasyonlar yaparak hızlıca üretim yoluna giderler.

Üstün yeteneklerine rağmen son derece sıradan ve banel olduklarını gözlemledim ve doğalarında var olan üstün yeteneklerinden doğrusu hiç etkilenmedim.

Şimdi tüm bunların sadece komplo teorisinden ibaret olduğunu düşünen ve ingilizce bilen arkadaşlar aşağıdaki video'da Bob Dylan'ın söylediklerini can kulağıyla ve dikkatle dinlesinler ve bu arada sakın şaka yaptığını veya röportajı gerçekleştiren kişiyi ti'ye aldığını falan düşünmeyin sizi temin ederim söylediklerinde son derece ciddi ve samimidir.

Bu arada bir kez daha "komplo teorisi" kavramının 50'li yıllarda CIA tarafından her türlü yasa dışı işlerini ve pisliklerini örtbas edebilmek için yapay yoldan üretilerek devreye sokulmuş bir kavram olduğunu bir kez daha anımsatmak isterim.


So have one more cup of coffee dear Mr. Dylan.

O halde sakın ola kimseyi gözünüzde büyütmeyin, tuzağa düşmeyin,aldanmayın, kandırılmayın, çünkü bir çoğu bulundukları mevkilere hak ederek gelmediler, ruhlarını şeytana satarak yani aslında 'cinler' olarak anlaşılan gerçek elit kesimle anlaşarak kısa yoldan geldiler.

Medyatik dünya balonlarla dolu, sadece elit ve medya tarafından şişirilmiş koca koca balonlar ve ne olup bittiğinin farkında bile olmayan .zavallı milyonlar tarafından alkışlanıyorlar, gerçek ve değerli sanatçılar ise hak etmedikleri biçimde yoksul ve mütevazi yaşamlarına kendi hallerinde sessizce devam ediyorlar.

Çünkü burası her şeyin tersine çevrildiği bir dünyadır.

Sanatçı olan sanatçı değildir ve sanatçı olmayan sanatçıdır.

Esas büyük planları ise aslında 'Armageddon' dedikleri 7 yıl kadar sürecek olan dehşet verici 3. dünya savaşını başlatmaktır. 

Bunun için fırsat kolluyorlar.

Bu savaş sırasında tüm medeniyet çok uzak geçmişte bu dünyada bir çok kez olduğu gibi tümüyle yok olacak, dünya nüfusu 500 milyon'a kadar inecek ve her şey sıfırlanacaktır ve ardından Kudüs merkezli yeni bir dünya düzeni kurulacaktır.

Hep dedim ve yine diyorum, bunların en korktuğu şey insanların bir gün aslında kimsenin birbirinden farkı olmadığını ve herkesin kardeş olduğunu anlamasıdır.

Yani bir bakımı en korktukları şey bir gün herkesin birer mevlana'ya dönüşmesidir.

Herkesin "ne olursan ol gel" demeye başlamasıdır.

Bu nedenle insanları bölmeyi ve kamplara ayırmayı severler.

Sağ-sol

dinler

diller

oda yetmedi meshepler,

ırklar,

milletler ve sınırlar.

Yapay sınırlar, yapay kimlikler

Bir zamanlar bu dünyada antik Sümerce yegane dildi fakat insanlar birbirini iyi anlayamasın ve sağlıklı iletişim kurulamasın diye farklı dilleri yarattılar ve yaydılar.

böylece kendi aralarında kavga edip dursunlar boğuşup didişsinler ve bu arada gerçek problem olan %1 elit'i fark edemesinler.

Sömürüldüklerini, kullanıldıklarını ve kandırıldıklarını fark edemesinler.

Herkes diğerini kendisinden olmayan olarak algılasın ve nefret etsin isterler.

Çünkü o zaman silah endüstrileri iflas eder,herkes kardeş olur ve barışçıl bir yaşam sürmeye başlar ise ise ne ordulara gerek kalır nede sınırlara.

Araba dediğiniz aslında çok eski ve ilkel bir teknoloji artık çoktan modern ulaşımın gökyüzüne taşınmış olması gerekiyordu, doğal olarak kendi akışında olacak olsa en az bir yüzyıl önce.

Fakat sırf petrole dayalı ilkel enerji endüstrileri kar etsin diye halen bu ilkel teknolojiyi zorlana kullanıyoruz yoksa çoktan her şey değişmişti.

Elektrikli arabalar konusu ise daha da vahim çünkü her şey elektrikli olduğunda yani tüm dünya alternatifi olmayan tek bir enerji birimine muhtaç olduğunda onlar şalterin başında olacaklar ve şalter indirdikleri anda alternatif enerji olmadığı için anarşi ve kaos başlayacaktır.

Elbette hiç şüphesiz bir gün beyin implant'ı zorlaması başlayacak bu nihai hedefleridir ve böylece insan beyni küresel yapay zeka merkezli bilgi sistemine aktarılarak insanlığın elinde kalan son özgürlük artığı da elinden alınmış olacaktır.

İnsanlar kukla gibi kontrol edilebilecek,ve istediklerini insanlara yaptırabilecekler, o mide bulandırıcı iğrenç reklamlarına bile gerek kalmayacak çünkü insanlar herhangi bir ürünü satın almaya kendiliğinden kolayca yönlendirilecekler.

Elbette herkesin gönüllü olarak beyin implant'ı taktırması için önce bu teknolojiyi insanlık açısından çok yararlı gibi gösterecekler.

Ve sonra aynı korona sürecinde yaşadığımız gibi yine medyatik ünlülüler ve "sanatçılar" bir bir devreye girerek o implant'ı taktırmanın yararlarından bahsedecekler ve kendileri en ön sırada yer alacaklar.

Aynı klasik oyun tekrar sahneye konacak, kopyala ve yapıştır.

Sonra zorlamalar başlayacak eğer taktırmaz iseniz devlet işleriniz hatta gündelik yürümeyecek, hiç bir iş yapamaz hale geleceksiniz hastaneye bile gidecek olsanız randevu kayıt için bile implant şartı aranacak ve elbette tüm milletler buna küresel elit tarafından zorlanacak.

Fakat korkmayın çünkü artık yavaş yavaş insanlar uyanıyor,gerçekler anlaşılmaya başlandı, ifşa oldular ve bu nedenle panik halinde ve çok endişeliler.

Çünkü nede olsa
it's the age of aquarius.
So let the sunsine in babe.

Makale: St. Alien - 2021

No comments:

Post a Comment

Your comment is awaiting moderation.