İşin doğrusu eğer siz gerçekten şu anda içinde bulunduğumuz covid sürecinin kurgulanmamış doğal bir tesadüften ibaret olduğunu düşünüyor iseniz oldukça saf birisiniz demektir veya ikinci bir ihtimal kötü niyetlisiniz.
Nano teknoloji kullanarak toplumu dönüştürmek ve hazırlanmakta olan Zuckurber'in Metaverse'ü yani gerçek matrix ortamına insanları adapte edebilmek.
Covid süreci ile istediklerini tam olarak elde edemediler ve ne kadar uğraşsalar bile henüz ekonomilerin çökmesini sağlayamadılar.
O halde sırada ne var?
Tüm gıda zincirine darbe vurmak yani sebze ve meyve yetişen her yer ilaçlayarak aynı sentetik nano teknoloji partiküllerini toz zerrecikleri halinde yetişen ürünlerin üzerlerine serpmek.
Ve böylece her gün yiyip içmeye mecbur olduğumuz ilaçlı gıdalar sayesinde kendiliğinden hepimiz zamanla farkında bile olmadan birer sentetik robota dönüşebileceğiz.
Ülke ekonomileri tek tek çökecek.
Elbette bizim görece zaman anlayışımıza göre çok daha önce yazdıklarımı okudular, ön hazırlık sürecini tamamladılar ve sonra oyunu sahnelediler, zaten aksi pek mümkün değildir.
Bu işin Türkçe'si ise aşağı yukarı şu şekildedir:
"Evet dediklerinde haklısın, bizler dinazorlar dan evrilme 4. veya 5. boyut yaşam formlarıyız, dünyayı kontrol ediyor ve yönetiyoruz ancak şu anda çok ciddi bir küresel ısınma ve iklim değişikliği problemi ile karşı karşıyayız, her ne kadar insan denen hayvanı sevmiyor olsak bile ana vatanımız olan gerçek yerlisi olduğumuz bu güzel gezegeni seviyor ve korumak istiyoruz ve gerekirse bunun için radikal önlemler almaktan hiç çekinmeyiz, ölmekte olan doğa bizden yardım bekliyor.
Aksi takdirde evrildiğimiz uzak atalarımız olan dinazorlar gibi nesliniz tükenecek."
Adeta bir tehdit.
65 Milyon yıl kadar önce gezegenimize çarpan bir meteor dinazorlar'ın sonunu getirmeden önce yüksek bir medeniyet çoktan onların bir kısmını gemilerle yaşama elverişli bir başka uzak gezegene taşımıştı bile.
Çünkü onların bu gezegende başlatıp gerçekleştirdiği bir deneyin parçası idiler.
Nuh tufanına hikayesine ilham veren milyonlarca yıllık gerçek bir hikaye, siz o uzak Draco güneşi ile aydınlanan çölümsü gezegene "Dune" de diyebilirsiniz ama aslında elbette gerçek adı bu değil.
Biz insanlar sadece bir kaç milyon yıl içersin de evrilerek bu aşamaya geldi peki 65 milyon yıl gibi çok uzun bir sürede evrimleşen doğal yaşam formları sizce nasıldır?
Teknolojik gelişme açısından ve 4. veya 5. boyut varlıklar olmaları açısından.
Elbette uzak gelecekte bizlerde 4. ve daha üst boyutlara yükseleceğiz önce sıfır'dan birinci basamak bir medeniyet seviyesine yükselerek ve ardından uzak gelecekte 4. boyut varlıklar haline geleceğiz,
yani bir gün bizlerde 3 boyutlu gözlere görünmezlik özelliğine kavuşacağız yani ister inanın ister inanmayın bizlerde birer cin'e dönüşeceğiz:)
65 milyon yıl kadar sonra gezegenleri güneşlerinde ki devasa solar patlamalar ve küresel ısınma yüzünden çöle döndü liderleri "The White Queen" yani beyaz kraliçe dedikleri bir dişi idi ve toplumları ataerkil değil feminen üstünlüğe dayanan bir yapıda idi.
Çareyi buraya yani ana gezegenlerine göç etmekte buldular, 65 milyon yıl öncesinin dinazor nesli ata topraklarına artık birer cin'imsi 4. boyut varlık olarak dönmüştü.
Zaten evrimleşmekte olan insanın DNA yapısına müdahele ederek yavaş ilerleyen evrim sürecini bozarak yapay yoldan evrim sürecini hızlandırdılar.
Eden bahçesindeki o mitolojik yılan işte o yılandır.
İnsan onlar için işlerini gören ilkel köle konumunda idi.
Yüzyıllar boyu efendileri tarafından köle olarak kullanılan zenciler aynı zihniyetten yola çıkarak onu taklit eden bir anlayışın sonucu olarak eziyet gördüler.
Ama elbette aralarından bir azınlık, bazıları insanoğluna piramitleri yaptırtarak onlara yardım da etti, bizlere medeniyeti hediye eden de aralarından bazı az sayıda iyi niyetli idi yani Enki gibileri.
Küresel ısınma gerçekten yakın geleceğimizi bile tehdit eden çok ciddi bir küresel problemdir.
Gözle görülür ve hissedilir derecede gerçektir, inkar edilemez,reddedilemez ve eğer bir an önce kürsel düzeyde radikal önlemler alınmaz ise çok ciddi ve korkutucu bir takım problemlerle karşılaşacağız.
Ancak öte yandan siz bu radikal çözümden milyarlarca insanı katlederek dünya nüfusunu beş yüz milyona kadar indirmeyi anlıyor iseniz bence siz ciddi bir psikopatsınız demektir ve o halde gerçekten bir an önce bir psikiyatri kliniğe başvurmanız gerekmektedir.
Küresel ısınma bir gerçektir fakat küresel ısınma sonucu doğacak olan felaket ve sonuçlardan yararlanmayı bekleyen bir elit olduğu gerçeği de bir o kadar doğrudur bu bir komplo teorisi falanda kesinlikle değildir.
Çünkü inandıkları felsefe özetle "order from chaos" yani kaos'tan yeni bir düzen çıkarma teorisidir.
Dünya önce küresel bir kaos'a sürüklenir, taş üzerinde taş kalmaz ve daha sonra Nietzche'nin de ön görerek açıklamaya çalıştığı şekilde bu kaotik ortamdan yeni bir düzen doğar;
otoriter,totaliter,faşist yeni dünya düzeni.
Her bireyin tüm eylemlerinin, her yaptığının, ne yediğinin ne içtiğinin ve hatta tercihen hangi filmleri izlediğinin gözlemlendiği ve denetlendiği, her şeyin kayıt altına alındığı, onlardan habersiz bir taşın bile yerinden kıpırdayamadığı yeni bir dünya düzeni.
Sigortası olmadığında veya vergisi yatmadığında yerinden bile kıpırdayamayacak olan yapay zeka destekli ve elektronik beyinli yeni model arabanız.
Benim en başımdan beri iddia ettiğim mesele ise şudur, küresel ısınma gerçektir fakat bunun insan kaynaklı olup olmadığı meselesi hala belirsizdir, karbon salınımı, sera gazı etkisi ve diğer olasılıklar birer varsayımdan ibarettir,
şunu biliyoruz ki içinde bulunduğumuz güneş sisteminin maruz kaldığı doğal süreçler dünya zaten periyodik şekilde dönemsel olarak binlerce yıllık belli zaman aralıklarında kendiliğinden ısınıp soğumaktadır.
Uzak geçmişte bu gezegen bir çok buzul çağı ve bir çok küresel ısınma çağı deneyimledi, örneğin en son yaklaşık 12 bin yıl kadar kadar önce "younger dryas" dedikleri dönemde yine bir küresel ısınma sürecine girildi, buzullar eridi ve deniz seviyesi ciddi biçimde yükseldi.
O dönemde insan faktörü ve karbon salınımından söz edemeyeceğimize göre olsa olsa buna neden olarak gezegenimize ani bir kuyruklu yıldız veya daha doğrusu bir çok parçaya bölünmüş bir kuyruklu yıldız çarpmasından bahsedilebilir.
Ancak bu konuda da bilimsel bir veri ve kanıt bulunmamaktadır ve tümüyle varsayımdan ibarettir.
Daha da önemlisi astronomik veri ve araştırmalar bizlere şu anda içinde bulunduğumuz güneş sistemindeki diğer gezegenlerinde ısınmakta olduklarını göstermektedir.
Eğer insan faktöründen bahsediyor isek nasıl oluyor da diğer gezegenler de aynı anda ısınabiliyor?
Peki örneğin küresel tarikat yani elit dediğimiz %1'lik kesim bu küresel felaketi ne şekilde fırsata çevirebilir?
Elbette her şeyden önce her zaman olduğu gibi herkes zarar edip batarken bu işten bir şekilde büyük karlar elde edebilen yegane kesim olacaklardır, sahibi oldukları siteler üzerinden sanal market ve internet alışverişi iyice patlayacak ve küresel ısınmayı bahane ederek ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarını giderek abartılı boyutta katlanacaklardır.
Karbon salınımı bahane ederek bu salınımı azaltmak için kovid sürecinde arzu ettikleri ölçüde gitmeyi başaramadıkları çok uzun süreli tam kapanmalara böylece başlayabileceklerdir,
ana akım medyada, haberlerde, televizyonlarda, medyatik sözde "sanatçıların" ağzından "dışarı çıkma ve evde kal" sloganları eşliğinde dünya ekonomisi böylece çökertilebilecek ve arzu ettikleri yeni dünya düzeni için en uygun zemin hazırlanmış olacaktır.
Son makalemden kısa bir süre sonra birleşmiş milletler oturumunda dinazor maketi ağzından yapılan küresel ısınma ve iklim değişikliği uyarısını eğer bir tesadüf olarak değerlendiriyor iseniz yine aynı şekilde siz gerçekten oldukça saf biri olmalısınız:)
Son yazımdan sonra birleşmiş milletlerin Elon Musk'a verdiği ayarı da aynı şekilde tesadüf olarak görüyor iseniz yine aynı şekilde biraz saf olabilirsiniz:)
Eğer göstermelik ve sözde değil ise "Birleşmiş Milletler" (United Abominations) nihayet bir işe yarayarak kedi olalı bir tane fare yakaladı demektir,
aferin çocuklar ama yetmez devamını da bekliyoruz:)
Bunlara bir şeyler anlatmaya bile çalışmayın çünkü bu psikpotlar'ın empati yetenekleri mevcut değildir, sizi anlamaları hiç mümkün değildir, ruhlarını çoktan şeytana satmış, para ve çıkar için kendilerini rezil etmiş bu acınası zavallılar kozmik evren içerisinde zaten er yada geç yaptıklarının bedelini ödeyecekler ve kendilerinden çok daha üst boyutlarda olan yüksek ve erdemli varlıklar tarafından er yada geç sorgulanacaklar ve cezalandırılacaklardır.
Tek taraflı bilgilenmeyi sevmem hem sağ hemde sol gazeteleri takip etmeye çalışırım ve her iki tarafı da objektif şekilde dinleyerek ve anlamaya çalışarak kendimce bir analiz ve filtre edilmiş bir özgün sentez gerçekleştiririm.
Bu bağlamda sayın John Oliver'a da söz hakkı tanımak ve onu dinleyip anlamak istedim, kanalına abone oldum ve bir süre takip ettim ve sonuç olarak şimdi ona bir öneride bulunmak istiyorum.
Sevgili John HBO kanalındaki show'un öncelikle komedi ve eğlence nitelikli bir amaca yönelik gibi durmaktadır en azından ben öyle anladım ancak samimiyetle diyebilirim ki sen ve show'un bu konuda pek başarılı değilsiniz, komik olmak şöyle dursun seni izlediğim süre boyunca tebessüm edebildiğim bir an bile olmadı o nedenle sana nacizane önerim Dupont firmasının ar-ge bölümüne bir cv bırakman ve ömrü uzatan cinsten yararlı alternatif teflon tava üretimine katkıda bulunman olacaktır.
Böylece balıklarımız güzelce kızarıp bize zarar vermeden midemize inebilirler.
Ve ayrıca lütfen sırf pozitif görünmek ve izleyicini de öyle bir izlenim bırakabilmek adına kendini zoraki şekilde tebessüm etmeye zorlama çünkü uzun vadede bu canını sıkmaya başlayacak yani seni bayacak, inan bana doğal olmaktan daha güzeli kesinlikle yoktur sevgili dostum.
Bu günlerde sevgili ve değerli abimiz sayın Bruce Dickinson'ın da elbette podcast'ini takibe aldım ve ilk bölümü izledim bile.
Podcast'in tanıtım kapağında saf ve gerçek bir Bob Dylan Ekspresso'su içen abimiz ayağında paletlerler dalgıçlık işine de merak salmış gibi durmaktadır.
Ancak biz kendisini bu güne dek daha çok müzisyenliğinin yanı sıra profosyonel kaptan pilotluk yeteneği ve başarılı uçuşlarından tanıdık.
Bir Iron Maiden konserinde onu seyircilere muz atarken görmüştüm ve seyirciler adeta birer maymun gibi muzlara havada yakalayarak yemekte idiler.
Iron Maiden sevgimiz malum, elbette görüşleri benim için son derece önemlidir ve büyük değer taşımaktadır.
Şimdilik şu kadarını diyebilirim, sevgili dostum eğer onlar cüret edip satanist olacak kadar ileri gidebiliyor,kiliseleri ateşe verebiliyor, milyarlarca insanın gözünü kırpmadan ortadan kaldırma planları yapabiliyor veya insanları dönüştürmeye çalışabiliyorlar iseler bence nacizane bizimde narsist olmamamız için hiç bir neden yoktur.
Zaten aslına bakarsan onlardan birinin yani bir satanist'in bir narsist'i "narsistlik" suçu ile itham etmesi yani suçlaması ne derece anlamıdır ve ciddiye alınması gerekir oda ayrıca bir tartışma konusu olmalıdır.
Gerçekten narsist'mi olmak daha iyidir satanist'mi diye soracak olur iseniz bence sonuç zaten bellidir.
Ama belki görece daha karmaşık ve zeki birine eğer soracak olur iseniz büyük ihtimalle "narsizim'de sonuçta zaten satanism'den türeme bir alt kategoridir" gibisinden bir yanıt alırsınız.
O zaman ona da şöyle sormak gerekir, peki senin açından narsist olmayı kötü kılan nedir?
Neden kendini beğenmek kötüdür ve beğenmemek aksine tam olarak yerinde ve olması gerekene bir davranış biçimidir?
Bunu sağlaya yerleşik normlar ve toplumsal ve etik değerler ve kaygılar mıdır?
Yoksa toplumdan topluma değişen görece bir ahlak anlayışı mıdır?
Toplumları dönüştürme hakkını kendinde bulabilen, kafasına göre toplumu design etmeye ve ona yön vermeye kalkışabilen bir zihniyetten daha narsist'i sence nasıl olabilir?
Peki ben seyircime sahnede kızarmış balık atmaya kalksam acaba bu bir çeşit narsist eylem olabilir mi?
Yoksa böylece seyirci mi onure etmiş mi olurum?
Ve ayrıca "komplo teorileri" ve narsisizm arasında direkt bağlantı kurabilmek (seni değil diğer arkadaşı kastediyorum) sence bir erdem, bilgelik ve zeka belirtisi midir?
Podcast ekibinizi 'David Icke' ile tartışmaya davet ediyorum lütfen eğer mümkün ise kendisini programınıza konuk olarak davet edin, tartışın ve bizlerde bu tartışmadan faydalanabilelim.
Dream Theater'ı son albümü ile oldukça mutlu ve tatminkar gördüm gelen eleştirilerde genellikle olumlu yönde.
Progressive metal açısından çok gelişmiş ve özel bir çalışma olmuş olabilir, doğrudur ama bence keşke en azından biz melodik ve klasik metal müzik severleri de mutlu edebilecek cinsten en azından bir "Pull Me Under" gibisinden track'te albümde yer almış olsa idi.
Uzun zamandır içinden bir tek şarkının bile favori listeme giremediği yegane albüm oldu.
Eğer Metallica grubunun 1982 demo kayıtlarını ve Diamond Head cover'larını dinler iseniz muhtemelen pek zevk almayabilirsiniz ama ben o kayıtlarda sonraki profosyonel yaşamlarında yaptıklarından çok daha fazlasını bulabiliyorum.
Ama müzik zaten böyle bir şey, tümüyle frekans ve zevk meselesidir, size işkence olan şarkı bir başkasına çok şey anlatabilir fakat çoğunlukların neyi sevip sevmediği çokta önemli bir mesele değildir çünkü nede olsa hep dediğimiz gibi sonuçta Hitler'i de iktidara getiren salt çoğunluk idi.
Öyle değil mi dostlarım:)
Ben diyorum ki 999 güzel bir sayı.
Not. Soru sormak veya görüş belirtmek için bana e-mail yollayabilirsiniz.
No comments:
Post a Comment
Your comment is awaiting moderation.